Yazı
Yazar : Ali YALÇIN
80187 Görüntülenme
Bakan Felaket Tellallarını Ters Köşeye Yatırdı
Ali YALÇIN

Günlerdir kamuoyu 4+4+4 kesintili zorunlu eğitim konusunu tartışmaktadır. 28 Şubat’ta Milli Güvenlik Kurulu kararlarıyla dayatılan ve toplum mühendisliği ürünü olan 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim konusunda 18. Milli Eğitim Şurası’nda Eğitim-Bir-Sen olarak verdiğimiz 1+4+4+4 şeklinde kesintili eğitim teklifimiz benimsenmiş ve şura kararı olarak deklare edilmişti. 6-14 yaş arası öğrencileri aynı koridora, ortak alanlara ve aynı sınıfa toplayan 8 yıllık kesintisiz eğitim ucubesini savunanlar ve dayatmaya hikmet üretenler türedi. İlköğretim birinci sınıf öğrencisi ile sekizinci sınıf öğrencisi arasında gerek fizikî gerek ruhsal gelişim bakımından çok büyük fark var. Farklı ilgi, ihtiyaç ve meraka sahip çocuk ve gençler aynı fiziki ortamda eğitim görüyor. Ortak alanlar 6 yaşındaki çocuk için de, 14 yaşındaki genç içinde aynı. Birisi korunmaya, şefkate, desteğe ve yeteneklerine göre erken yaşta yönlendirilmeye muhtaç; öteki, kabına sığmaz, enerji dolu ve hayat için yol haritası çizme noktasındadır. Bu kadar farklılığa rağmen çocuklar, 28 Şubat darbecilerinin emriyle aynı binalarda bir arada eğitim görmeye mecbur edildi. Maksat, ne eğitimde kalite ne de çocuklarımızın yeteneklerinin keşfedilip geliştirilmesiydi. Açıklamaya gerek yok, çünkü maksat, herkesin bildiği gibiydi.

Mesleki eğitime can çekiştiren 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim, bazen iş çevrelerinin “meslek lisesi memleket meselesi’ kampanyalarına ve gazete ilanlarına neden oldu. Meslek odalarının her fırsatta sanayide ara eleman sıkıntısına vurgu yaptığını, geriye dönük demeçlerini taradığımızda rahatlıkla görebiliriz. Hal böyleyken, TÜSİAD ve bazı çevrelerin mesleki eğitimin önünü açacak 4+4+4 kesintili eğitim tasarısı ile ilgili hop oturup hop kalkmalarının ve ‘kızlar’ edebiyatı yapmalarının bir tek gerekçesi var; o da, imam hatiplerin orta kısmının tekrar açılması endişesidir. Ortaokulda açıktan bitirmeye fırsat verildiği takdirde ‘çocuk gelinler artar, kızlar okutulmaz’ diye kulakları okşayanlar, ne yazık ki, üniversite kapılarında kızları başörtüsü yüzünden dışlayanlardı. İkna odalarında imha süreçlerine soktukları çocukların psikolojisini bozanlar ve kızlara travma yaşatanlar şimdi ‘şirin anne’yi oynamaya çalışıyorlar. Bunlar dikkate alınmaya bile değmez.

‘Bunu yapacaksınız’ dediği için paşalara sadakat yarışına girip ‘siyasi hayatıma mal olsa dahi’ diyerek 8 yıllık eğitimi uygulamaya koyan siyasetçilere gelince, halk onlara dersini zaten verdi. Siyaset onlar için artık resim albümlerinde siyah beyaz fotoğraftır. Kendileri silindiler fakat 15 yıldır eğitime giydirdikleri deli gömleği hala devam etmektedir.

Dünyada adı sanı duyulmamış, çağın gerisinde kalmış, eğitimde iddiası olmayan 20 ülkede uygulanan 8 yıllık kesintisiz eğitimi dayatanlar, meslek liselerinin alt kısmı olan ortaokul bölümlerini kapatırken, cinlik yaparak istisnalar hariç demeyi de ihmal etmediler tabii.  1739 sayılı Temel Eğitim Kanunu’nun 33. maddesine, “Güzel sanatlar alanlarında özel istidat ve kabiliyetleri beliren çocukları küçük yaşlardan itibaren yetiştirmek üzere ilköğretim ve orta öğretim seviyesinde ayrı okullar açılabilir veya ayrı yetiştirme tedbirleri alınabilir. Özellikleri dolayısıyla bunların kuruluş, işleyiş ve yetiştirme ile ilgili esasları ayrı bir yönetmelikle düzenlenir” şeklinde özel hüküm koyarak, müzik ve baleyi kapsam dışında tuttular. Bazı üniversitelerin güzel sanatlar fakültelerinin konservatuar kısımlarında istisna alanlar için ortaokul hakkı tanıyan bu düzenlemeyle mesleki eğitime, spor liselerine ve diğer bazı alanlara tanınmadı. Bale ve müzikte ortaokul devam ediyor anlayacağınız. Ülkenin elitlerinin haberdar olduğu bu uygulamadan geniş halk kitlelerinin haberi yok tabii ki. Kesintisiz eğitimin ana nedeni, imam hatip liselerinin önünü kesmekti. Katsayı uygulaması da zaten bunu pekiştirmek için yapıldı. Meslek liselerinin felaketinde kendilerine saadet arayan bir kısım çevreler bu cinayeti işlemekle adeta gurur duydular.

Eğitim-Bir-Sen olarak yıllardır bu çarpıklığın son bulması için mücadele ettik ve etmeye de devam ediyoruz. Katsayı kalktı; sıra, kesintisiz eğitimin dünya gerçekleri dikkate alınarak bilimsel, pedagojik bir şekilde yeniden kurgulanmasında. 4+4+4 tasarısı, bu ihtiyacı karşılamak içindir. Fakat mahşeri cümbüşçüler boş durmuyor.

Doğu’da Zerdüştlüğü yeniden diriltmek için panel düzenleyen sendika, 4+4+4 ile ilgili iş bırakıyor ve gürültü çıkarmaya devam ediyor. Bunları bir nebze anlıyoruz. Peki, malum sendika ne yapıyor dersiniz. O da, ilkokul kısmı 4 yıl olursa 42 bin öğretmen boşta kalacak diye ekran ekran, okul okul dolaşarak eğitimcileri kışkırtmaya ve hepsi İLKSAN üyesi olan sınıf öğretmenlerini yanıltmaya çalışıyor. Konu, Kanal 24’te Milli Eğitim Bakanı Sayın Dinçer’e soruldu.

-Yaşar Taşkın Koç: Bir öğretmenimiz ısrarla telefon ettiği için soracağım, 5. sınıf öğretmenleri bu yıl yasa geçer ve uygulamaya geçerse ne olacaklarını soruyorlar.

-Dinçer: Hala 5. sınıfta öğrencileri olacak onların.

-Yaşar Taşkın Koç: Ortaokula geçmiş olmuyor mu bu yıl 4’ten...

-Dinçer: Ortaokula geçmiş olsa bile... Şimdi bakın, yaptığımız uygulamada ilköğretimin devamı şeklinde olacak, bir, müstakil ortaokullar olacak, iki ve nihayet lisenin öncesi olacak diye tanzim ettik. Şimdi diyelim ki, aynı mahallede iki tane ilköğretim okulu varsa, biz fiziki olarak da ayırmak istiyoruz, çünkü çocukları da yaş olarak da, pedagojik olarak bir arada tutmaya çalışıyoruz, yani ilkokuldaki çocuklar ayrı bir binada, ortaokuldaki çocuklar ayrı bir binada olsunlar diye. Öyle olunca diyelim ki A ilköğretim okulundaki 5. sınıf hocası ortaokul olarak diğer binayı seçmişsek, ayırmışsak o binada 5. sınıf öğretmeni olarak devam edecek.

-Yaşar Taşkın Koç: Norm kadroda hiçbir değişiklik olmayacak.

-Dinçer: Yok, yok, olmayacak. Yani dediğim gibi her şeyi değiştirmiyoruz biz.

Fazla söze hacet var mı? Peki, felaket tellallığı yapanlar şimdi ne yapacaklar? Bu saatten sonra aynı propaganda ne kadar gider? Biz ısrarla ‘sınıf öğretmenlerinin güvencesi Eğitim-Bir-Sen’dir’ dedik. Kimsenin mağduriyetine göz yummayız. Tıpkı İLKSAN’da yapılanlara göz yummayacağımız gibi. Eğitim-Bir-Sen olarak seçimleri aldığımızda İLKSAN’ı bağımsız denetime açarak defoları kamuoyuyla paylaşacağız. Sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacağız.

Korkunun ecele faydası yok, beyler. 

 

Yazarın Diğer Yazıları
#

Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak

2024-09-08 14:19:27
#

Siyonizmin sponsorları da bedelini ödeyecek

#

Zorluklar dayanışmayla aşılır, sorunlar örgütlenerek çözülür

#

Örgütlü gücümüzle tarih yazıyor, yetkimizle kazanım üretiyoruz

#

Eğitim sisteminin ihtiyacı tamir mi, imar mı?

#

Salgın sürecinde bir fedakârlık örneği: Eğitim çalışanları

#

Hakkımızdan azına razı olmadık, olmayız

#

Pagan kültürden medet uman çağdaşlık

#

Kamu görevlisi devletin yükü değil, gücüdür

#

Yeni ufuklardan yeni umutlara

#

Paradigmalar sarmalında kadın ve emek

#

Denetim, kadavraya otopsi değil, hayata koruyucu hekimlik yapmaktır

#

Fedakârlıklarımızın ham maddesi ideallerimizdir

#

"Eğitim kovayı doldurmak değil, ateşi tutuşturmaktır"

#

Seçimimiz daha ideal bir eğitim düzeni içindir

#

Şiddet eğitimi tehdit ve tahdit ediyor

#

Yanlışı göstermek doğruyu görenlerin hakkıdır

#

Bir istiklal ve istikbal meselesi olarak öğretmenlik mesleği

#

Bugün için umut gelecek için müjdeyiz

#

Sıralama ve yerleştirme baskısı altındaki ortaöğretime yerleştirme serüvenimiz

#

Niceliğimizin büyüklüğünü niteliğimizin gücüyle besliyoruz

#

Yabancı dil öğretimi için önce öğretmen

#

Cefayla açılan yolu vefayla yürüyoruz

#

Özel öğretimin hâli ve sorunlarının halli

#

Tarihin öznesi olmak için paradigmayı değiştirmeliyiz

#

Millî Eğitim millî eğilime uymalıdır

#

Hikmet sırrına erebilen üstün zekâlı çocukları tanıma ve yetiştirme davamız

#

Büyük Türkiye hedefine inanmış 402 bin üyeyle yeni anayasa yolculuğu başlatıyoruz

#

Muhaciri olduğumuz dünyanın Ensarı olmak

#

"Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın..."

#

Öncü medeniyet davasında imam hatip okullarının önemi ve sorumluluğu

#

Hep birlikte hareketleneceğiz, bereketlenerek büyümeye devam edeceğiz

#

Şimdi, herkesin kazandığı toplu sözleşmeyi anlatma vakti

#

Kültür elçisi olarak misafir öğrenciler

#

'İnsanlığın son adası'nda mesuliyetimiz

#

Denetimin unvan, imkân ve yetki sorunu

#

Hayatı Hakk'a uydurmak için bismillah...

#

Hayatı Durdurmak Kimlerin İşine Yarar?

#

KYK Artık Sorunların Altını Değil Üstünü Çizmeli

#

Öğretmenler Neden 'Ek Dersi' Değil de 'Ek İşi' Tercih Ediyorlar?

#

Dünü Kuşanıp Yarını Kuşatacaklar Buluştu

#

Yüreği, Kavgası, Sevdası ve Kalemi Güzel Adam

#

Ya Cumhurbaşkanı Öğretmen Olsaydı!

#

'Akademik Zam' Yeni Hükümetin Önceliği Olmalıdır

#

Aynı Sorun Aynı Hata Aynı Tartışma

#

FATİH Projesi Mesleki Eğitimi Uçurabilir mi?

#

İmkânsız Diye Bir Şey Yoktur

#

İHH'ya Hasım Olanlar İsrail'e Hısım Olanlardır

#

Milli Eğitimin Çağı Dönüştürecek Projesi

#

YÖK, Teknik Öğretmenleri Duymalıdır

#

Şafak Pavey'in Merhameti Değil, Rosa Parks'ın Başarısı

#

Sendikacılığın Öğretmeni Erol Battal

#

Öğretmenler Zimmetle Karşı Karşıya!

#

Sayın Bakanım, Bürokratların Öğretmene Neden Zulmediyor?

#

MEB Hukuk Müşavirliği Başörtüye Serbestliği Hazmedemedi mi?

#

Onlar Çaresizliklerinden, Biz İse İnsanlığımızdan Utandık

#

Eğitim-İş’e Acil Şifalar Diliyorum

#

Kılık Kıyafet Özgürlüğü Eyleminde Dik Duranlar ve Dibe Vuranlar

#

MEB “Unutan iyileşir” Politikasını Bırakmalı

#

Milli Eğitim 100 Temel Eseri, Ertuğrul Günay İse Kendini Gözden Geçirsin

#

Sıddık Ertaş’ın Rosa Parks Duruşunu Kutluyorum

#

Devletin Sadık Kulları ‘Çiçek Olun’…

#

Statükonun Mankurtlaşmış Kibirli Bekçilerine

#

Vali Öğretmenleri Anladı Darısı Hükümete

#

Çığlıklar Feryada Dönüştü Çözüm: İl Emri

#

Eğitim-Bir-Sen Neleri Yapmadı?

#

‘Kamusal Alan’ Koca Bir Yalan!

#

Bakan’ın İçi Burkulmuş, Biz ise Çileden Çıktık

#

Öğretmenler Bu Kez Himmet Değil Buğday İstiyor

#

Herkesi Eğitim Müfettişi Olmaya Davet Ediyorum

#

Bazı Eğitim Müfettişleri İstiklal Mahkemelerine Rahmet Okutuyor!

#

Özel Harekât Okullara Kaydırılsın (!)

#

Yalan Namertlerin Cesaretidir

#

Fişleyen Rektörü ve Dışlanan Doçenti Anlayabilmek…

#

Kurban Olarak Daha Kaç Okul Müdürü Lazım?

#

Şeflere “Ötanazi” Uygulanıyor

#

BT Öğretmenlerinin Sorunları Çözülebilir mi?

#

Sözleşmeli Yolluğunda Yanlışlar Zinciri!

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen